Oregon’da küçük bir kasabada doğup büyüyen Jean Hildebrant, üç yaşında çok erken yaşta sanatın güzelliğine çekildiğini fark etti. İçinde büyüyen sanat sevgisiyle Jean, boş zamanlarının çoğunu yeteneğini geliştirmek için çizim yaparak geçirdi. Kişisel stili gelişmeye başladığında, özellikle yağlı ve pastel ortamlarda çalışmaktan hoşlandığını keşfetti. Portre ve figüratif çalışmalarda uzmanlaşmak.
Jean, yeteneklerini geliştirmenin yollarını aramaya devam ederken, yerel sanatçılar tarafından düzenlenen atölye çalışmalarına katıldı ve yerel kolejde sanat dalında yüksek lisans yaptı. Çabalarının bir sonucu olarak, Scottsdale Sanatçılar Okulu’na kesinlikle çalışmalarının liyakatine dayalı olarak iki burs kazandı..
Jean’in en sevdiği konu insan ruhudur. Işık ve renk kullanımıyla insan ruhunun özünü ve iç güzelliğini yakalamayı arzular. Resimlerinin, onları gören her insanın duygularına ve ruhuna hitap etmesini istiyor. Silinmez bir izlenim bırakmak amacıyla gerçekçilik çiziyor.